26 Eylül 2009 Cumartesi

yalnızlıklar'ımız


yalnızlıklar; hasan ali toptaş kitabı...elimden düşmüyor bir türlü. dönüp dolaşıp yine dudaklarımdaki yerini buluyor mısralar. hoş hasan ali yalnızlıklar'a şiir kitabı demiyor ama ben, kitabevlerinin raflarında "şiir" adı altında duran onca anlamsız cümleyi (ne yazık ki) okudukça bu güzelliklerin hakkının verilmesi gerektiğini düşünüyorum. eşsiz bir ifadeyle anlatılıyor yalnızlık bu kitapta. o çok bildiğimizi sandığımız, her fırsatta "paylaşılmaz ancak yaşanılır " diye iddiada bulunduğumuz ama aslında ne yaşadığımızı bile bilmediğimiz sancının en ince ayrıntılarına kadar dökümünü yapmış hasan ali. hem de hiç tahmin bile edemeyeceğimiz kuytulardan bulup çıkarmış yalnızlığımızı, şaşırıp kalmak düşüyor bize...ne çok yalnızlığım varmış demek düşüyor sadece işte...ne çok yalnızmışım aslında!

23.
gece gündüz seninle gezer yalnızlık;
adımlarının önünde düşlediğin
adımlarındır kimi zaman.
biraz sonradır yani
sen buradayken
mutfağa gidip sana dönen sendir.
kapıyı kilitledim mi'dir yürüdükçe
musluğu kapattım mı'dır.
ya da kollarının salınımında
bir afişin rengini duymaktır ansızın,
bir tekerleğin ağırlığını
ayak izlerinde görmektir.
yalnızlık düşen bir bardak sesidir
dönüp baktığın,
kırılan şarap şişesidir ya da,
ağzındaki cümleyi kana bulayan

yalnızlık hadi gidelim'dir çoğu kez,
hadi n'olursun (s: 91)

* bu kitaba dair dönüp dolaşıp yazacağıma dair garanti veriyorum, içimizdeki yalnızlıklar-içinde dönüp durduğumuz yalnızlıklar sürdükçe...

fotoğraf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder